Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. Vikipedi
Anlatıma akıcılık, çekicilik katan, çoğunun gerçek anlamından ayrı bir anlamı bulunan, genellikle de birden çok sözcüklü dil öğesi, kalıplaşmış sözcük topluluğu.”Aba altından değnek göstermek, baharı başına vurmak birer deyimdir” – Google sözlük
eş anlamlısı: | tabir |

DEYİM NEDİR?
Gerçek anlamı dışında kalan belirli sözcük yapılarının oluşturduğu, bir kavram ve ya konuyu özetleyen kalıplaşmış söz gruplarına deyim denir.
Çanak yalayıcı, mart içeri pire dışarı, nato kafa nato mermer, şeytanın yattığı yeri bilmek, suyunu çıkartmak, iskele babası, bir çırpıda, caka yakmak, hava atmak, gözü çıkmak, çürük tahtaya basmak, emeği geçmek ve benzeri deyimler belirli örneklerdir.
DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ
1. Deyimler, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Sözcük yapıları değiştirilemez, anlamdaş sözcükleri olsa dahi deyim içerisindeki bir sözcük farklı bir sözcük ile tamamlanamaz. Sözcük yapısı, kelime yeri değiştirilirse ve ya benzer kelime ile deyim uzatılırsa yeni oluşan sözcük deyim olmaz.
- “Eceline susamak” deyimi “Canına susamak” olarak söylendiğinde deyim niteliği kalkar.
- “Çabalama kaptan ben gidemem” deyimi ise “Kaptan çabalama ben gidemem” şeklinde kullanılırsa yine deyim niteliği olmaz.
2. Bir sözcük yapısının deyim olabilmesi için en az iki sözcük kullanılması gerekmektedir. Bilindiğinin aksine deyimler tek bir sözcükten oluşamaz.
3. Deyimler farklı biçimlerde meydana gelmiştir. Deyimleri oluşum biçimlerine göre bir kaç başlıkta inceleyebiliriz.
- İsim tamlaması biçiminde olan deyimler
Gemi aslanı, ıslak tavuk, gevur ölüsü, eşek şakası, çömlek hesabı …
- Sıfat tamlaması biçiminde olan deyimler
Caka yakmak, cin fikirli, fesat kumkuması, saat gibi …
- Kurallı bileşik sıfat biçiminde olan deyimler
Çenesi düşük, içten pazarlıklı, eli açık, maymun iştahlı, gözü kara …
- Mastar grubu biçiminde olan deyimler
Peşkeş çekmek, ciğeri beş para etmez, vara yoka karışmak, pabucuna kum dolmak, etekleri zil çalmak, göz nuru dökmek, hat çekmek …
- Cümle biçiminde olan deyimler
Göründü Sivas’ın bağları. Irgat pazarına çevirmek. İstemem, yan cebime koy.
Leb demeden leblebiyi anlamak.
Lodosa tutulmuş gibi bocalamak.
4. Deyimler her zaman bir tane konu, kavram ve ya durumu karşılamaktadır. Kullanılan sözcük sayısı ya da sözcük yapıları bu niteliğini değiştirmez. Deyimlerin bu özelliği atasözlerinden ayrılmasındaki en büyük etkendir. Atasözlerinde aynı atasözü birden fazla nasihat, ders çıkartma, örnek alma gibi konuları içerebilirken deyimlerde ise tek bir odak noktası vardır.
- Maça beyi gibi kurulmak : Saygısızca,kasılarak oturmak
- Mürekkep yalamış : Okuyup,yazmış kimse
- Ne âlâ memleket : Uygunsuz yapılan işleri kınamak için söylenir
- Oralı olmamak : Önemsememek
- Öksüz babası : Öksüz ve yoksulları koruyan adam
5. Deyimler genellikle mecazi anlamlardaki sözcük yapılarından oluşur. Bir deyim her zaman içinde geçen sözcüklerdeki anlamı karşılamak zorunda değildir. Deyim içerisindeki sözcüklerin deyim dışarısında kullanıldıklarından çok farklı anlamlar doğabilir.
- Öve öve göklere çıkarmak : Çok övmek
- Pabucuna kum dolmak : Engelle karşılaşmak
- Pişmiş aşa soğuk su katmak : Yapılmakta olan bir işi bozmak
- Put kesilmek : Sessiz ve hareketsiz kalakalmak
- Rüzgar gelecek delikleri tıkamak : Her türlü tedbiri almak
6. Her deyim mecazi anlamlı sözcük gruplarından oluşmaz. Az sayıda da olsa bazı örneklerde mecazi anlam içermeyen, doğrudan anlatılmak istenen anlamı ifade eden deyimler vardır.
- Rengi olmamak : Silik olmak
- Oh demek : Rahat etmek
- Öksüz babası : Öksüz ve yoksulları koruyan adam
- Hoşbeş etmek : Sohbet etmek
- İyi gün dostu olmak: Sadece iyi günlerde görünmek.
- Kimi kimsesi olmamak: Yakını, eşi, dostu bulunmamak.